Tek amacı Fotoğraf olan bir derneğin çıkardığı bir bültende duyduğumda beni çok etkileyen bu anının yer alması gerektiğini düşündüğüm için Atatürk ve bir fotoğrafçı ile arasındaki bağı ve çok bilindik bir fotoğrafın hikayesini anlatan bu özel anıyı burada yazmaya ve FSK okurları ile paylaşmaya karar verdim.
Ben burada Atatürk’ün özel fotoğrafçısı Ali Rıza Tuncay namı diğer Sarı ve onun çok bilinen fotoğrafı olan meclis fotoğrafının çekiliş hikayesinden bahsedeceğim.
Ama önce Atatürk ve Ali Rıza Tuncay’ın tanışma hikayesini anlatayım: Atatürk Ali Rıza Tuncay’ı ilk kez Fevzi Çakmak Paşa’nın kızının düğününde fotoğraf çekmeye çalışırken görmüştür. Ali Rıza Tuncay’ın kendisi tarafından anlatıldığı şekli ile; Atatürk fotoğraf çekmeye çalışan bu gence “Adın ne senin çocuk?” der. Ali Rıza Tuncay kekeleyerek “Ali Rıza Paşam” der. Atatürk’ün yüzü bulutlanır çünkü babasının adıdır bu. Daha sonra nereli olduğunu sorar Ali Rıza “Üsküp’lüyüm efendim” der. Atatürk’ün bu gence kanı kaynamıştır. Sebebi babasının adını taşıyor olması mı yoksa doğduğu topraklardan gelmiş olması mıdır bilinmez ama sevmiştir işte. Atatürk ona hiçbir zaman Ali Rıza diye hitap etmez her zaman Sarı diye hitap eder. O günden sora Sarı Atatürk’ün özel fotoğrafçısı olur ve yüzlerce fotoğrafını çekme şansına erişir.
Gelelim o meşhur meclis fotoğrafının hikayesine: Bu fotoğraf Cumhuriyetin 6. Yıl dönümünde yani 29 Ekim 1929 yılında mecliste yapılan törenin ardından çekilmiştir. Tören bitimi Atatürk ve Devlet Erkanını meclis çıkışında görüntülemek üzere bütün fotoğrafçılar meclisin tam karşısında bulunan Ankara Palas’ın önünde yerlerini alırlar. O sırada elim bir kaza olur ve birisi Sarı’ya çarpar ve fotoğraf makinesi yere düşer. Bütün fotoğrafçılar çekmiştir ancak Sarı o tarihi fotoğrafı çekememiştir. Buna çok üzülen Sarı bir köşede ağlamaya başlar, tabi Atatürk’ün gözünden kaçmaz. Yanına gelip “Neden üzülüyorsun Sarı?” der. Sarı da fotoğrafı çekemediği için üzüldüğünden bahseder. Atatürk gülümseyerek “Canını sıktığın şeye bak bre çocuk!” der ve yanındakilere dönerek, “Arkadaşlar tekrar içeri girip yeniden çıkacağız. Sarı bizim fotoğrafımızı çekecek!” diye seslenir. İşte o meşhur fotoğraf böyle çekilmiştir. Bir fotoğrafçının göz yaşlarına kıyamayan Atatürk’ün o yüce gönlü sayesinde koskoca Bakanlar, Mebuslar Meclisin önüne tekrar giderek o tarihi pozu vermişlerdir. Aslında Fotoğrafa dikkatle bakarsanız herkes tek bir objektife yani Sarı’nın objektifine bakmaktadır. Daha sonraları bu fotoğraf Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk adımlarını simgeleyen önemli bir ikon haline gelmiştir.
Sarı’nın anlattığı başka bir anıda yine meclisin önünde beklerken Atatürk ve yanındakiler ona poz verirler. Sonra Atatürk şu tarihi sözü söyler: “Biz bütün orduları karşımıza diziyoruz, ama gelin görün ki Sarı da bizi karşısına diziyor.”
Ali Rıza Tuncay namı diğer Sarı 15.02.2000 yılında 97 yaşında iken yaklaşık 800 fotoğraftan oluşan bir Atatürk fotoğrafları arşivini geride kalanlara miras bırakarak vefat etmiştir.
Son söz olarak şunu söylemek istiyorum: Ne kadar şanslıyız ki Fotoğrafa, Fotoğrafçıya ve her şeyden önemlisi insana bu kadar değer veren bir lider Türk Milletine nasip olmuştur.
Sevgi KÖYLÜ HALİLOĞLU
Kaynaklar:
A.Bilgetay Kaya Twitter @BilgetayKaya
Atatürk Fotoğraflarının Hikayesi (Ciltli), Tuna Yılmaz, Tayfun Gönüllü, Burçak Evren, Kültür A.Ş.
Tolga Aydoğan Twitter @tolgaaydogan
Can Osman Aksoy https://youtu.be/619R7tvWZ_4
KanalD Haber https://youtu.be/hqMucaRcFkw