FOTOĞRAF VE RESİM

Fotoğraf, bir anı veya görüntüyü ışık kullanarak kaydetme sanatıdır.

Resim ise; bir kişinin gördüğü, düşündüğü veya hayal ettiği şeyleri çizgi, renk ve şekillerle kâğıt veya tuval üzerine aktarma sanatıdır.

Fotoğraf ve resim, yüzeyde iki ayrı sanat disiplini gibi görünse de, derinliklerinde birbirine sıkı sıkıya örülmüş, zamana ve mekâna dair özgün bir hikâyenin iki farklı anlatıcısıdır. Fotoğraf, bir anı ölümsüzleştirmenin, yaşamı belirli bir zaman diliminde durdurup anı yakalamanın en dolaysız yoludur. Objektifin arkasındaki sanatçı, ışığın kıvrımlarını, gölgelerin belirsiz sınırlarını ve mekânın ruhunu yakalamaya çabalar. Oysa resimde sanatçı, aynı sahneyi, içsel dünyasındaki hayallerini fırtınaları, dinginlikleri, çoşkusunu ve ruhunu katarak fırçasıyla tuvale veya kâğıda taşır.  

Fotoğrafın sert gerçekliği, resmin estetik duygusallığıyla birleştiğinde, ortaya göz alıcı bir armoni çıkar. Fotoğrafçı, bir karede doğayı, insan yüzlerinin anlatılmamış hikâyelerini ya da köyün yıpranmış duvarlarını yakalarken, ressam, bu anları fırçanın ucu ile yeniden biçimlendirir.  Gördüklerini aynen değil, ekleme ve çıkartılan nesnelerle yeniden yaratır. İşte bu durumda kullandığı renklerden ressamın ruh durumunu ve tarzını belirleyebilirsiniz. Bir fotoğraf karesi, ressamın tarzıyla bambaşka bir halde yeniden doğar.

Her iki sanat dalında olmazsa olmaz ortak konu kompozisyondur. Fotoğraf ile verilmek istenen mesajın izleyici tarafından anlaşılabilmesi için, fotoğrafta ifadeyi sağlayan görüntünün belirgin olması gerekir. O nedenle kadraja giren objeleri göze hoş gelen şekilde seçme ve düzenleme yapılmalıdır. Resim yaparken de aynı şekilde öne çıkmasını istediğiniz nesneleri kâğıda veya tuvale perspektif kurallarına uygun görseli güçlü olacak şekilde düzenleme yapılarak aktarılmalıdır.

Ben bir fotoğrafçı, aynı zamanda ressam olarak her iki durumu da deneyimlemiş biriyim. Fotoğrafçı olarak dondurduğunuz bir anı, resim sanatıyla ruhunuzu katarak, yeniden yorumlayarak, bambaşka bir şekilde anlatmak paha biçilmez ve heyecan vericidir.

Sadece renklerle fotoğraftaki bir öyküden kendi çıkarımlarınızı ve hissettiklerinizi kağıda yansıtmak büyük özgürlük. Fotoğrafın an duygusu ile resmin zamansız özgür ruhu birleşince birbirini tamamlayan ve besleyen muhteşem bir uyum oluşuyor. Bu nedenle fotoğraf ve resim, birbirinden ilham alan iki sanat dalıdır. Ressam nasıl bir fotoğraftan ilham alabiliyorsa, fotoğrafçı da gördüğü bir resimden ilham alarak, değişik ışık ve perspektiflerle anı ve görüntüyü yakalayabilir. Aslında her iki sanat dalının amacı da gördüklerini ve hissettiklerini sanatına dahil etmektir ve bu şekilde aktarmaktır. 

Fotoğrafçı anı sabitlemekte ışığı kullanırken, ressam boya ve fırça kullanır. Ben gördüklerimi fotoğraflarken ve fotoğraflarımı fırça ve boyalarla tuval veya kâğıda aktarırken yani her iki durumda da inanılmaz keyif alıyorum. Örneğin bir fotoğraf gezisinden döndüğümde fotoğrafları arşivlerken o anları tekrar yaşıyorum. Daha sonra fotoğraftaki gerçekliği tuvale veya kağıda resmederken renklerin gücüyle hislerimi ve duygularımı aktarmaya çalışıyorum. 

Fotoğraf ve resim birbirinden bağımsız iki sanat formu gibi görünse de özgün bir hikayeyi farklı biçimlerde anlatan iki sıkı dost gibidir. Sanatın her türlüsü ruha iyi gelir. 

Sanat insanı besler..  Sanat insanı iyileştirir.. Sanat birleştirir..

Müjgan KÖSE

Ekim 2024