FOTOĞRAFTA YAPAY ZEKA

Yapay zekânın hem fotoğrafa hem de fotoğrafçılara etkisinin heyecan verici olduğu kadar zaman zaman kafa karıştırıcı olduğunu düşünüyorum.


Yapay zekânın, doğal zekâyla birlikte fotoğrafta kullanımı aslında yeni değil. Yıllardır kullanılıyor.
Hatta Canon’un yıllar boyunca kullandığı ve isminde AI geçen iki netleme modu vardı: AI Focus ve AI Servo. İşin ironik tarafı, bugün yapay zekâ destekli olarak kullanılan netleme modunun adı sadece “Servo” oldu. Yani AI ibaresini kaldırdılar.


Aslında bilim dünyasında, özellikle mikroskop ve teleskopla çekilen fotoğraflarda sayısal işlemler uzun süredir kullanılıyor. “Stacking” denilen bir teknikle birden fazla fotoğraf çekilip birleştiriliyor; bu sayede netlik artırılıyor, gürültü azaltılıyor, ışık seviyesi yükseltiliyor.


Sonradan bu işlemleri akıllı telefonlar da yapmaya başladı. Bu yüzden artık düşük ışıkta bile oldukça net fotoğraflar çekebiliyorlar. Bunu sağlayan şey işte bu teknikler.


İşlemci gücü arttıkça, bu tür karmaşık ve yavaş işlemler artık insan sabrının yettiği kadar kısa sürelerde yapılabilir hale geldi. Focus stacking artık birçok makinede var ve özellikle makro fotoğrafçılar tarafından çok seviliyor.


Kameralarda yapay zekâ kullanımının artmasının temel nedeni, donanım kalitelerinin ve işlemci gücünün artması. Bu da fotoğraf çekme yöntemlerini kökten değiştiriyor.


Eskiden derste şöyle derdim: “Kamera aslında aptal bir kutudur. Karanlık bir ortamda mı çekiyorsun, yoksa aydınlık bir ortamda siyah bir duvara mı tuttun, bunu ayırt edemez”. Ama artık öyle akıllandı ki, canlıların insan mı hayvan mı olduğunu anlayabiliyor, vücut bölgelerini ayırt edebiliyor, sahneyi analiz edip hangi ayarla çekim yapması gerektiğine karar verebiliyor.


Hatta bazı Canon modellerinde, bazı spor müsabakalarında top kimdeyse kameranın bunu anlayıp netlemeyi o kişiye kaydırdığı bir özellik var. Ben hiç kullanmadım ama kullananlar, insanlardan daha hızlı ve hassas tepki verdiğini söylüyor.


Pozlama ve beyaz dengesi gibi ayarlar da yapay zekâ algoritmalarından faydalanıyor. Aslında, artık önemli bir kısmı yapay zekâ destekli çekiyoruz fotoğrafları. Ama iş yalnızca çekim aşamasıyla da bitmiyor.
Eskiden net olmayan ya da yüksek ISO nedeniyle çok gürültülü olduğu için sildiğimiz fotoğraflar vardı. Bugün Topaz, AI Photo veya DxO PhotoLab gibi yapay zekâ destekli yazılımlar sayesinde bu fotoğraflar tekrar hayat buluyor.


Dolayısıyla fotoğrafçılar artık iş akışlarını yeniden düşünmek zorundalar çünkü standartlar değişiyor, yeni standartlar ortaya çıkıyor. Eskiden silinen, çöpe atılan kareler bugün kullanılabilir hale geliyor.


Bu arada belki de tarihte ilk kez ISO ayarı tamamen hayatımızdan çıkacak. Bunun iki sebebi var. Birincisi sensör teknolojilerindeki gelişmeler. İkincisi ise, yapay zekâ destekli gürültü giderici programların, fotoğraftaki nesneleri ve gürültüyü birbirinden ayırt etmede her geçen gün daha da başarılı hale gelmesi.


Artık yüksek ISO ile çekilmiş fotoğraflar bile tertemiz yapılabiliyor. Ben uzun zamandır ISO’yu elle ayarlamıyorum, otomatikte bırakıyorum. Çok yakında makinelerden ISO ayarı tamamen kalkacak büyük ihtimalle. Sadece enstantane, diyafram ve poz telafisini ayarlayacağız. Fotoğrafı nasıl çekmek istiyorsak, buna göre gerekli ISO ayarı otomatik yapılacak.


Bu arada Adobe boş durmadı. Hepimizin kullandığı Photoshop, yapay zekâ özellikleriyle dolu. En sevdiğim yapay zekâ özellikleri Generative Expand, yani fotoğrafın etrafını kendi kendine doldurma; Find Distractions, yani kablo veya insanları otomatik silme; ve birkaç hafta önce çıkan yeni sürümdeki Object Selection ve Background Removal özellikleri. Bu özellikler Photoshop’u bambaşka bir seviyeye taşıdı. Daha geçen haftalarda duyurulan başka bir özelik de, artık yüklediğiniz fotoğraf üzerinde ne tür işlemler yapabileceğinizi öneren yeni aksiyon paneli. Şu anda henüz çok jenerik önerilerde bulunuyor ama eminim ki çok hızlı bir şekilde gelişip fotoğraflara spesifik işleme önerilerinde bulunacak.

 
Eskiden Photoshop kullanırken çok da ciddiye almadığımız neural filter’lar da gelişti. Ben en çok Depth Blur’ü kullanıyorum, fotoğrafta net alan derinliğini ayarlamak için derinlik haritası çıkaran filtre ama benim için amacı biraz farklı. Çünkü yapay zekâ, fotoğrafın içindeki derinliği buluyor ve haritalıyor. Yani hangi nesne önde, hangisi arkada belirliyor. Ben o haritayı alıp fotoğrafa gömüyorum. Artık fotoğrafı derinliğe göre işlemek mümkün oluyor. Yani ön plandaki objeye ayrı, arkadakine ayrı efekt uygulayabiliyorsunuz. Böylece fotoğrafın temel hammaddesi olan ışığa bir de derinlik eklemiş oluyorum.


Bu arada birkaç hafta önce ChatGPT’ye gelen Gelişmiş Görsel Üretim özelliği biraz daha gelişirse ürün fotoğrafçılığı sona erebilir. Gerçek ürünleri istediğiniz ortama yerleştirme özelliği geldi. Hatta bunu videolar için yapan Pika ya da RunwayML gibi siteler de var. Google mayıs ayı ortasında Veo 3 adındaki video modelini duyurdu, bu yapay zeka modeli videoları seslendirebiliyor da aynı zamanda.


Bunları düşündüğümüzde masa başında oturup reklam fotoğrafları hatta videoları üretebileceğiz.
Peki bu şekilde bilgisayarda üretilen görselleri hangi kategoriye koyacağız?  Çünkü benzer tartışmalar biz dijital makinaya geçtiğimizde de yaşandı. o zamanlar “Dijital fotoğraf makinasından çıkan şeyler fotoğraf değildir fotoğraf filmli makinayla çekilir” tartışmaları yapılırdı. Benzer tartışmalar şimdi de yapay zeka için yapılıyor. Zaman neler gösterecek hep birlikte göreceğiz.


Büyük ihtimalle bir zamanlar fotoğrafçılığın icadından etkilenen ressamların bedduası gerçekleşti.  “Alma garibin ahını çıkar aheste aheste” demişler. Yaklaşık 200 yıl sonra, artık bir makine, fotoğrafçının çektiği kareyi taklit edebiliyor. Gerçekten ironik bir durum yaşanıyor. 

Eskiden ressamlar manzara ve portre resimleri yapardı, sonra fotoğraf makinası icat edildi, daha önce üretilmesi için uzun bir süreç gereken manzara ve portreleri fotoğraf makinaları tarafından kısa zamanda üretilir hale geldi. Şimdi yapay zekâ çıktı, bir fotoğrafınızı veriyorsunuz, istediğiniz gibi portre yapıyor. Bu iki gelişme arasındaki benzerlik gerçekten ürkütücü. Fotoğrafın icadının ressamlara olan en büyük etkilerinden biri, resmin gerçekliği yansıtan bir sanat olmaktan çıkıp ressamların kendilerini çok daha farklı ifade edebilecekleri akımlar geliştirmeleri oldu. 


Buradan hareketle, fotoğrafçıların da artık yeni akımları deneme zamanı gelmiş gibi görünüyor. Yapay zekâ ile üretilen fotoğraflara yeni isimler düşünülüyor. Bazıları buna “promptography” diyor. Gerçi son zamanlarda pek duymuyorum, tutmamış gibi görünüyor. Ama doğrudan fotoğraf ya da görsel olarak adlandırılması da bence biraz tehlikeli, yanlış anlaşılmalara yol açabilir.


Bir eğitmen olarak ben yapay zekâdan derslerimde çok faydalanıyorum. Mesela dersten bir saat önce diyafram mekanizmasını simüle eden bir program yazıyorum. Okuldaki çocuklara bu programla anlatıyorum. Daha önce aklıma gelmezdi, ki ben yazılımcıyım. Yine de bu konuyla ilgili yazılım yapmayı düşünmezdim. Ama şimdi birkaç prompt ile istediğiniz simülasyonu oluşturabiliyorsunuz. Bu da fotoğraf eğitimi açısından çok önemli.


Çekime çıkmadan önce, çekimle ilgili açı, ışık önerisi ve daha fazlasını yapay zekâ modellerinden isteyebileceğiniz bir asistan gibi düşünün. Özellikle fotoğrafçılığı yeni öğrenenler için bu inanılmaz bir fırsat.
Komik olan şu: Aynı cümleyi 10 yıl önce dijital makineler için de söylüyordum. “Dijital makineler yeni başlayanlar için büyük fırsat” diyordum. Şimdi 10 yıl sonra aynı şeyi bambaşka bir teknoloji için söylüyoruz. Teknoloji çok hızlı gelişiyor.


Çektiğiniz fotoğrafları, istediğiniz fotoğrafçı ya da eleştirmen tarzında analiz ettirip değerlendirme yaptırabiliyorsunuz.


Peki fotoğrafçılara ne olacak? Bizi nasıl etkileyecek?


Yapay zekâ fotoğrafçılığa bu kadar dâhil olmuşken, çekim alışkanlıklarımızı sorgulamamız gerekiyor.
Çektiğiniz fotoğraflarda ekipmanın ne kadar rolü var? Yaratıcılığınızın ne kadar etkisi var?
Bu oran ekipmana doğru kayıyorsa, yeni gelişmelerden daha çok etkileneceğinizi düşünebiliriz. Ama tarzınızı değiştirmek istiyorsanız, şimdi tam zamanı. Çünkü hobi olarak fotoğraf çeken biri için yeni şeyler denemenin daha iyi bir zamanı olamaz.


Profesyonelseniz zaten takip edip yakalamak zorundasınız. Yoksa dijital makineler çıkınca Photoshop öğrenemeyen karanlık oda ustaları gibi kalırsınız.


Ama bazı fotoğrafçılık dalları var ki, şimdiden sona erdi diyebiliriz. Örneğin, bir zamanlar dünyayı kasıp kavuran stok fotoğrafçılarının devri çoktan bitti. Bakalım gelecek günler neler gösterecek.


Yapay zekâyı bir rakip olarak görmemek gerekiyor. Şu anda bu bir teknoloji gelişimi. Şu an için yeteneklerimizi artıran önemli bir gelişme. Bunu sırıkla atlama sporcusunun kullandığı sırık teknolojisine benzetebilirsiniz.


Eskiden sırıklar tahtadandı, rekor 3 metreydi. Sonra farklı kompozit malzemelerle yapılan sırıklar çıktı, bugünkü rekor 6 metreye ulaştı.


Aynı şekilde, yapay zekâ da çıtayı yükseltiyor. Eskiden ancak derin ekipman bilgisiyle çekilebilen kareler, bugün yeni başlayanlar tarafından bile çekilebiliyor.
Örneğin vahşi yaşam fotoğrafçılığında, uçan bir kuşu kadrajda tutmak ve netlemek başlı başına bir olaydı. Ama artık makineler kendileri bulup netliyor. Dolayısıyla böyle fotoğraflar artık çok özel değil.


Bence yapay zekânın fotoğrafçılığa en güzel etkisi şu anda yaşanıyor. Fotoğrafçının bir takım teknik detaylardan kurtulup fotoğrafın estetik görünümünün yanı sıra hangi hikâyeyi anlatacağı konusuna odaklanmasına imkan sağlıyor. Artık fotoğrafçının bir makinanın bazı ayarlarının hangi düğmeden yapılacağını bilmediği için kafasındaki fotoğrafı kaçıracağı günler sona eriyor. Bir anlamda fotoğraf “demokratikleşmiş” oluyor. Akıllı telefonlar bunun bir adımıydı, şimdi yapay zeka başka bir adım olarak yerini aldı. 


Artık fotoğrafta hikâye her şeyin önüne geçecek. İnsanların fotoğrafta aradığı şeyler değişecek. Eskiden hayranlıkla baktığımız kareler sıradan hale gelecek.


Fotoğrafçılar için gelecek günler yeniliklerle dolu olacak.


Bir şey kesin: Fotoğrafçılık artık eskisi gibi olmayacak.

                    

Mayıs 2025

Melih ÖZBEK

30. YIL İÇİN ADIM ADIM, EL ELE

Fotoğraf Sanatı Kurumu Derneği (FSK) olarak bu aralar tatlı bir telaş içerisindeyiz. Çünkü derneğimiz Aralık ayında 30. yılını dolduruyor. Bu tatlı telaş ve heyecanla 30. yılımızı kutlamak üzere çeşitli etkinlikler düzenleyerek derneğimizin fotoğraf sanatına olan katkısını bir kez daha gözler önüne sermek istiyoruz. Bu özel kutlamalar kapsamında, her zaman olduğu gibi fotoğraf dünyasına farklı bir bakış açısı sunacak zengin bir içerik ile sanat severlerle buluşmayı planlıyoruz.

Etkinliklerimizin başında, fotoğrafın sanatsal, estetik ve kültürel boyutlarını derinlemesine inceleyen ve dernek üyelerimizin eserlerinin yer aldığı bir fotoğraf sergisine yer vereceğiz. Gücümüzü üyelerimizden aldığımızı ve bu güçle durmadan, adım adım ileriye doğru yürüdüğümüzü her defasında belirterek ve yine, yeniden el ele diyerek, geçmişten günümüze fotoğrafın evrimini ve günümüzdeki en yeni teknikleri yansıtan seçkin eserleri ziyaretçilerimize sunacağız.

Ayrıca, fotoğraf sanatına olan katkılarıyla tanınan fotoğraf sanatçılarına plaket töreni düzenleyecek ve böylece derneğimizin geçmiş 30 yılındaki başarılarını onurlandıracağız.

Etkinlik takvimi içerisinde aynı zamanda, fotoğrafın geleceğine dair önemli bir tartışma fırsatı da sunacağız: “Geçmişten Geleceğe Fotoğraf ve Yapay Zekâ” isimli panel, teknolojinin sanat üzerindeki etkilerini tartışmak amacıyla fotoğraf sanatçıları ve akademisyenlerin katılımıyla gerçekleşecektir. Bu panelde, fotoğraf sanatının geçmişten günümüze geçirdiği dönüşümün yanı sıra, yapay zekâ ve dijital teknolojilerin fotoğraf sanatını nasıl şekillendirdiği ve gelecekte nasıl bir yön alacağı ele alınacaktır.

Sergi fotoğraflarının yer aldığı gösteri, üye gösterileri, atölye tanıtım gösterileri, dans gösterileri ve müzik dinletileri eşliğinde keyifli anların yaşanacağı daha pek çok sürpriz ile son bulacak etkinliklerimiz, 28 Aralık 2024 ile 4 Ocak 2025 tarihleri arasında, Çankaya Belediyesi Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezinde gerçekleştirilecektir. Fotoğrafın sanatla buluştuğu bu önemli dönüm noktasına katkıda bulunmak ve fotoğrafın evrimini yakından takip etmek isteyen tüm sanat severler bu kapsamlı etkinliğe davetlidir.

Aralık 2024

Seda FELEKOĞLU

FSK Yönetim Kurulu Başkanı